2 Eylül 2020

A$AP Rocky: LongLiveA$AP incelemesi

“Pitchfork Çevirileri” – İlk aşamada “Klasik” Diskografilerin Pitchfork sitesi üzerindeki incelemelerini Türkçe’ye kazandırarak bir Referans noktası sağlamayı amaçlar.

A$AP Rocky: LongLiveA$AP – Puan : 8.5

İnceleme Tarihi: 2013

Birkaç ay öncesine kadar, A$AP Rocky’nin kariyeri, büyük şirket çıkış albümü ertelenmeye devam ettikçe arafta kalıyor ve bu arafın içine batıyor gibi görünüyordu. Fakat LongLiveA$AP aslında 2011’deki karışık kaset LiveLoveA$AP’in vaatlerini yerine getirmeyi, hatta onları aşmayı başarıyor; bunu da Rocky’nin kusursuz zevkini muhafaza ederken aynı zamanda kendisinin soundunu akıllıca geliştirerek yapıyor.

Birkaç ay önce, A$AP Rocky’nin kariyeri sabit bir noktada takılı gibi görünüyordu. 24 yaşındaki Harlemli rapçi muazzam bir 2011 geçirmiş, önce -şimdi düşünüldüğünde bile çılgınca- RCA ((Radio Corporation of America)) ile 3 milyon dolarlık bir sözleşme imzalamış, sonrasında da kendinden şüphe duyanları LiveLoveA$AP ile susturmuştu. Fakat 2012 boyunca, LongLiveA$AP tekrar tekrar somut bir gerçeklik haline gelmekte başarısız oldu. İlk olarak 4 Temmuza, sonra 11 Eylüle, 31 Ekime, ve en sonunda Aralıkta bir tarihte çıkması planlanmıştı. Son ertelenme meydana geldiğinde albüm yılbaşından hemen sonraki ölü takvime ertelendiğinde, durum kendini RCA’nın bu büyük kurumsal yatırımlarından yük boşaltmaya çalışması gibi hissettirmeye başlamıştı.

Fakat LongLiveA$AP aslında 2011’deki mixtape LiveLoveA$AP’in vaatlerini yerine getirmeyi, hatta onları aşmayı başarıyor. Tıpkı o kaset gibi, albüm de zanaat ve ince işçiliğin zaferi, bunu da Rocky’nin kusursuz zevkini muhafaza ederken aynı zamanda kendisinin soundunu akıllıca geliştirerek yapıyor. Albümün üçte biri tarz olarak LiveLoveA$AP’e yakın ilerliyorken işbirliklerinin çoğu geçen baharın “Goldie”sinin ayak izlerinden ilerliyor: prodüktör Hit-Boy’un imzası olan Mini Boss Müzik melodisinin, şüphe götürmez bir şekilde Rocky’e ait olduğunu belli eden screwed ((Chopped and screwed, erken 90larda efsanevi Houston DJi Screw’in rap müziğe kattığı bir tekniktir. Şarkıların temposunun 60-70 bpme kadar düşürülüp belli kısımların tekerrürü ile ikili bir efekt oluşturmasına dayanır.Bu efekti çıplak kulağınızla en iyi olarak vokallerdeki imkansız kalınlıkla anlarsınız, bknz. Goldie’nin nakaratı)) nakaratı ve sakız çiğnercesine yarattığı flow ile eşleşmesi. Bir takım rap endüstrisi ağırsıkletleri karşımıza çıkıyor LongLiveA$AP’te, ve Rocky’nin nispeten genç meslektaşlarıyla oldukça iyi karışıyorlar. Daha önemlisi, saçları Fransız örgülü ,altın dişli, adını Rakim’den alan çocuk asla albümün merkezinden feragat etmiyor. Sık sık derinlik eksikliği için eleştirilen birine göre, A$AP Rocky tüm şüphelere karşın sözünde durmaya devam ediyor.

En kuşku verici ve güvenilmez fikirler bile LongLiveA$AP’te başarılı oluyor. A$AP Rocky’nin Skrillex ile olan takım çalışması olan “Wild For The Night”, beyin zarınıza çığlık atan lazerler, stadyum hoparlörlerini aratmayacak yankılar, ve kökenini reggae’den alan bir org ile saldırıyor; altyapının tamamı da bu suretle dinleyene sanki kusursuz bir Tekken dövüş kombosunun alıcı tarafındaymış gib hissettiriyor. İlk görünüşte altyapı üzerinden rap yapması imkansız gibi görünse de Rocky’nin kaygısız çift zamanlı flowu şarkının içine rahatlıkla yerleşiyor. Albümdeki iki Clams Casino altyapısından birine sahip “Hell” parçasında nakaratı Santigold üstleniyor, ve o da tıpkı Wild For The Night gibi zorlanmamış, doğal hissettiriyor.

A$AP Rocky her bestede kulağa doğal ve kendisi gibi geliyor, ritim ve ölçüye olan hakimiyetinin yanında, en büyük müzikal yeteneği bu. T-Minus prodüksiyonundaki “PMW (All I Need)” altyapısında beatin üzerinde “zıplarken” de; içinde Action Bronson, Big KRIT, ve Kendrick Lamar’ın bulunduğu formunda rapçiler karambolü olan “1Train” parçasında RZA-tarzı yaylı çalgı kesitlerinin arasından dolana dolana rap yaparken de; Rocky albümün tartışmasız olarak ev sahibi gibi geliyor kulaklara. Odd Future’ın eskiden dinleyiciler arasında tatsızlık yarattığı bir müzikal stile adım attığı “Jodye”de bile Rocky belli bir kalıba girmekte zorlanmıyor, o tarzın içine rahatlıkla sığıyor.

Bu tarz bir işlenebilirlik ve tarz esnekliği, pop yıldızlığına giden yolda oldukça kritik, ve emin olabilirsiniz ki , Rocky’nin hedeflediği şey de pop yıldızlığı. Yaşam stili markalar ve diğer arzu edilebilir ürünlere dair bir isyanı yansıtan şarkı sözleri, dinleyiciyi pahalılığı sebebiyle yasaklı olan tasarımcı ürünlerinin bulunduğu bir gardırobun önünde duruyormuş gibi bir ruh haline sokabiliyor. Eğer “üç milyon papel”i bir duygusal hissiyat saymıyorsanız ortada hissedilecek pek bir şey yok. Fakat hologram askılıklı ve reflektörlü Girbaud pantolonlar, bağcıksız Margielalar, Escada ve Balenciaga ve de Audemars Piguetlerin yanı sıra Rocky’nin kafasından geçen oldukça şey var

Albümün sona yakın kısmında bulunan “Suddenly” parçası “Lord Flacko”dan, diğer bir tabirle Rocky’nin kendisinden yardımcı prodüksiyon imzası taşıyor. İçinde, davulsuz bir vocal sample , kendisini susturmaya çalışan ses tabakalarından kurtulup altyapının yüzeyine çıkmaya çalışırken, aynı zamanda gelmemekte ısrar eden devasa bir beat düşüşünün teşhirini yapıyor. Şarkının neredeyse tamamı giriş kısmından oluşuyor; beat sonunda geldiğinde, sadece birkaç dizeliğine mevcut kalıyor , sonra tekrar kayboluyor. Dinleyiciyi germe ve gevşetme üzerine bir ustalık dersi veren bu şarkıda, Rocky geniş ve sakin ritimlerle çocukluk anılarını canlandırıyor: “Herkesin evinde hamamböcekleri vardı, yalnız bizimkiler bize saygı falan duymazdı.” Şarkıya devam ederken Rocky, daha önce göstermediği bir hikaye anlatıcılığının sızıntılarını ortaya çıkarıyor: “ Mangallarımız, arazi motorlarımız , zar oyunlarımız ve yumruk yumruğa kavgalarımız vardı/ ve Balık kızartmaları ile silahlı çatışmalar, Sig ((Sig Sauer, İsveç-Alman üretimi bir tabanca)) ve iki kurşunla/ tek şarjörde iki kişi indirdi, etti dört çocuk/ Fakat biri canlı, üç ölü kaldı fakat biri tüydü/O kaçtı, o ispiyonladı.” Şarkının kendisi doğum yeri ve mirasına dair güçlü bir hatırlatıcı.

Rocky’nin New York hikayesi kısmi olarak nasıl ortada bütünlüklü bir “New York hikayesinin” kalmadığına dair bir hikaye oldu: Jacka gibi Bay Area rapçileri ikna edici şekilde Mobb Deep ve Cormega’dan gelen Queensbridge ölümcüllüğünü yansıtırken Rocky kendisinden yüzlerce mil uzakta gerçekleşen stilleri sünger gibi gemdi- Houston screw müziği, UGK, Bone Thugs gibi. Fakat bütün bu 90’lar çocuğu süslemelerinin altında, Rocky belirgin bir Harlem rapçisinin tekrar canlanmış hali, gösterişli, tutkulu, ve nezaketle tarz geçişlerine meyilli. Dipset’in ((Cam’Ron, Juelz Santana, Jim Jones ve Hell Rell’in oluşturduğu NY grubu The Diplomats’ın bilinen adı)) göze batan ihtişamı ve şarkı söylemeye flörtöz kafiye şemaları Rocky için öncelikli ve bariz bir ilham. Fakat biraz daha geriye bakınca; insanı kandıran derece kulakçelen bir flow, dikkat dağıtan kıyafetlere eğilim, ve hoş bir melodiye sahip benzer bi başka Harlemliyi, Ma$e’i görüyoruz. Tıpı Ma$e gibi Rocky de sertliklerini ve sinirlerini şapşal bir gülümseme ardına gizliyor. O da popüler müziğin kurnazlıklarını sokağın kalıpları ile dengelemeye dair şaşmaz bir içgüdüye sahip, ek olarak ikisinin de New York sahnesinin tutuculuklarına ortak bir umursamazlıkları var. İkisi de hafif klasman sanatçılar olarak istikrarla hor görülüyor. Doğrudur, Rocky New York’un “rapin yeni kurtarıcısı” sorununa çözüm olmayabilir. Fakat kendisi inkar edilemez bir hit şarkı yapımcısı,ayrıca fena halde ihtiyacı olan bir şehrin yeni büyük rap yıldızı. Ve LongLiveA$AP ile birlikte, beklentileri tam iki kere aştı.


2013 yılında Jayson Greene tarafından Pitchfork’ta yayınlanan orijinal inceleme