||Flow Radyo için yazdığım Hip-Hop ve Mixtape Kültürü yazıları||
Önce Kasetten CD’ye, CD’den zip dosyalarına doğru ilerleyen, Hip-Hop’un promosyon yöntemlerini ve yeni sanatçıların önünü açan bir Altkültür, Mixtape; Flow Radyo Hip-Hop Mektebi’nin bu haftaki bölümüne konuk. Bu Mixtape kültürünün geldiği nokta ve yaptığı büyük işlere, gelin hep beraber bakalım.
||Flow Radyo için yazdığım Hip-Hop ve Mixtape Kültürü yazıları||
Giriş
Önce Kasetten CD’ye, CD’den zip dosyalarına doğru ilerleyen, Hip-Hop’un promosyon yöntemlerini ve yeni sanatçıların önünü açan bir Altkültür, Mixtape; Flow Radyo Hip-Hop Mektebi’nin bu haftaki bölümüne konuk. Bu Mixtape kültürünün geldiği nokta ve yaptığı büyük işlere, gelin hep beraber bakalım.
Selamlar Flow Okuyucusu, geçtiğimiz hafta başladığımız ve her hafta Bağımsız Hip-Hop’un damarlarında gezdiğimiz MUTLAKA serisinin dördüncü bölümünde “Mindflip – Everywhere We Go” Teklisine ve “Gentry Fox – Project Alpha” albümlerine bakıyoruz. Hazırsanız, başlıyoruz.
Mindflip – Everywhere We Go
Kanadalı Mindflip’i keşfedişim yaklaşık 3 – 3.5 hafta öncesine dayanıyor, Son single’ı Fake Friends ile kendisini duymuş olmama rağmen kendisinin şu ana kadar kaydettiği en iyi şarkı, “Everywhere We Go” kesinlikle MUTLAKA’nın içerisinde yer almalıydı. Pozitif Mesajlar, California Love esintisi sunan beatler ve Bağımsız Hip-Hop!
Gentry Fox, Project Alpha ile 2018’in sonlarından 2019 başlarına dek çıkardığı tüm teklileri bir araya getiriyor. Mixtape vesilesi ile bazılarını tekrar mixlemiş, prodüksiyonları biraz düzeltmiş. Hafif bir cila yani. Fox bu projeyi “tembelliğimi yenmek için başladığım bu tekli serüvenini en sonunda bir birleşme, mixtape ile bitirmek istedim” diye açıklıyor kendi bandcamp sayfasında.
Öne Çıkanlar : Vita, Woke, Dream. Peki ama Neden ? Fox’un bence kendini daha çok geliştirebileceği storytelling, hikaye anlatma yeteneğinin en sivrildiği üç parça.
Okuduğunuz için Teşekkür ederim, Umarım bu iki bağımsız, önümüzdeki haftaya kadar kulaklığınızı meşgul edip aynı anda sizi Bağımsız Hip-Hop’a acıktırır. Haftaya Mutlaka 3’te görüşmek üzere !
Selamlar pek sevgili Flow Radyo okuyucuları ve Mutlaka Takipçileri, her Çarşamba olduğu gibi bu hafta da bağımsız Hip-Hop’u keşfediyoruz.
Oddisee – The Good Fight
Oddisee’nin 2015 çıkışlı “The Good Fight” albümü, Bandcamp’te yerini aldı. Jazz tonları ile yaratılmış Hip-Hop albümü, materyalist ve günümüz dünyasının haz odaklı yaşamına bir bakışta bulunuyor. Prodüksiyon ve Mastering işlemleri Oddisee tarafından yapılan albüm, Fader tarafından “bağımsız ve anlaşılabilir mesajlar içeren yeni nesil Jazz-Hop” olarak değerlendirildi.
Boom Bap Hip-Hop ve Chill’in kusursuz birleşimi ! Pozitif mesajlar, ruhani bir tekrar yaratılış mesajı içeren True & Livin’ EP, son zamanların en lezzetli Hip-Hop üretimlerinden bir tanesi. Mix & Mastering işlemleri Dirty Science isimli bağımsız Crew tarafından yapılan albümün prodüksiyon işemleri Blue & Exile’a ait.
Selamlar Flow Okuyucusu, geçtiğimiz hafta başladığımız ve her hafta Bağımsız Hip-Hop’un damarlarında gezdiğimiz MUTLAKA serisinin ikinci bölümünde “Case Bargé – Transcend” ve “Roga Raph – Nostalgiks” albümlerine bakıyoruz. Hazırsanız, başlıyoruz.
Case Bargé – Transcend
Cleveland’lı Case Barge aynı zamanda Alls Lost Outside Our Fantasy (ALOOF) isimli Kollektif ve Label’ın kurucusu. 2017’de yaptığı çıkış albümü Insanity’nin üzerine koyarak 2019’da tekrar kulaklığımıza misafir oldu. Case kendi müzik yapma motivasyonunu oldukça vurucu cümleler ile açıklıyor : “Case’in Motivasyonu, sömürülenlerin dikkatini dağıtan günümüzün ana akım müzik ve medyasında satılan içeriğin karşısında durmak, müziği aracılığıyla bilinçlendirmeyi teşvik etmek ve arttırmaktır. Şiddetin, uyuşturucuların ve kadınların müzik ile sömürülmesi ya da siyasetin, dinin ve ırkın tahrip edilmesi ; bunlar müzik endüstrisi ve insanlığı bir bütün olarak ilgilendiren, iyileştirmemiz gereken konular.” Case’in Transcend albümü, bir çok noktada prodüksiyon olarak değişimler yaşasa bile taşıdığı mesajlar açısından duymak istediklerimiz ve istemediklerimizi barındırıyor, politik ama dürüst, piyasaya sinirli ama dinleyiciyi de eleştiriyor. Mutlaka’da yeri hazır ve inanıyorum ki kulaklığınızda da olmalı.
Öne çıkanlar : Manifest ve Transcend. Peki Ama Neden ? : Her iki şarkı da, Case’in müziğinin ana kolonlarını ifade ediyor. Manifest ismiyle yeterince özetlerken, Transcend şarkısı müziğindeki arayışın başlıca ifadesi.
Roga Ralph, New York’ta çalışmalarını sürdüren bir MC, ilk çıkışını 2015’te Visionary Shift ile yaptı, Nostalgiks ise ikinci albümü. Genelde MUTLAKA içerisinde en fazla 1 yıllık albümler, içeriklere yer vermeye çalışıyorum. Ancak 2017’de çıkıp 2019’da Bandcamp denizine düşen bu müthiş ve benim gözümde gerçekten “kült” albüm, düşünmeden bu kuralı biraz esnetmeme sebep oldu. Zira albümün içindeki “Won’t Stop” “Bring it back” “Where Ya R” gibi uç seviye parçalar, bugün “mainstreamleşebilmiş conscious hiphop”
içerisinde bile oldukça üst sıralarda yer alabilir. Bence Roga Raph’in Nostalgiks’i mutlaka ama mutlaka her hiphop severin kulaklığına ulaşması gereken bir albüm.
Öne çıkanlar: Won’t Stop, Bring it back, Where Ya R. Peki ama Neden ? : klasikleşmiş Hip-Hop soundunu bağımsız sahnede en iyi örneklendirmiş parçalar.
Okuduğunuz için Teşekkür ederim, Umarım bu iki albüm önümüzdeki haftaya kadar kulaklığınızı meşgul edip aynı anda sizi Bağımsız Hip-Hop’a acıktırır. Haftaya Mutlaka 3’te görüşmek üzere !
||Flow Radyo üzerinde yazdığım Mutlaka serisinin ilk yazısı||
Selamlar Sevgili Flow Radyo okurları, MUTLAKA serisine hoşgeldiniz. Her Çarşamba sizinle, bağımsız – taze Hip-Hop’u keşfedecek ve dinleyeceğiz. Bu ilk haftanın iki konuğu var. Yugen Blakrok ve Chris Orrick.
YUGEN BLAKROK – ANIMA MYSTERIUM
Güney Afrika’lı Yugen Blakrok, ismini geniş kitlelere Black Panther Soundtrack albümünde devlerle beraber yer alarak duyurdu. Ancak bana göre, bağımsız hiphop camiasının son zamanlardaki en kaliteli albümlerinden birine imza atarak bu yılı kariyeri açısından kusursuz bir hale getirdi. Anima Mysterium açık ara kelime oyunları ve mistik sözlerle bezeli Hip-Hop yangınını sulamak için yaratılmış. Ancak albüme geçmeden önce Yugen’den biraz bahsetmek gerekli bence. Güney Afrikalı Kadın MC Yugen Blakrok Resmi çıkışını 2013 yılında yine bir bağımsız, Return of the Astro-Goth Albümü ile yaptı, 90’lar drum’ları ve saykodelik synthesizerlar ile Güney Afrikadan duyduğumuz sound’un aksi bir iş çıkardı -bkz. Die Antwoord- Son olarak Bandcamp ile 2018 yılında yaptığı röportajda söylediği şu laflara dikkat çekmek gerekiyor:
Öne Çıkanlar : Obsidian Night, Carbon Form, Hydra, Picture Box. Peki ama Neden ? : Yugen Blakrok’un kelime oyunları ve “kozmik” göndermelerinin en öne çıktığı parçalar.
CHRIS ORRICK – OUT TO SEA
Chris Orrick, Michigan’lı. Eski bir Makinist ve çıkışını 2015’te “Learning to Punch” albümü ile yaptı. Amerikalı bir ortasınıf beyaz. Kendisini şarap yerine viski içen, defter yerine bilgisayar kullanan bir Bukowski olarak görüyor. Müziğinin en vurucu yönü ise Amerikan Orta-Sınıfındaki sıradan bir insanın yaşadığı problemlerin ta kendisi çünkü Genellikle verdiği röportajlarda müziğini “Kendimi betimliyorum” olarak tarif ediyor. Out To Sea, Hikayeleri ve aksak ritimleri ile bence bu hafta şans vermeniz gereken bir albüm.
Öne Çıkanlar : Liquor Store Hustle, A Dying Man, America Online. Peki ama Neden ? : Bahsettiğim “sıradanlığın problemleri” ve SosyoPolitik ezilişin en öne çıktığı şarkılar, özellikle America Online
Güzel dinlemeler, haftaya sıradaki MUTLAKA ile görüşmek üzere.
||Flow Radyo’da Haziran ayı boyunca yazdığım Hip-Hop Modasının Kısa Tarihi serisi||
Hip-Hop Modasının Kısa Tarihinde, geride kalan iki bölümle beraber Hip-Hop modasının evrimine ve bu evrimin kilit noktalarına bakmıştık, şimdi ise üçüncü ve son bölümle beraber, HipHop giyim tarzlarının başlıklarına bir bakış atacağız.
Run DMC ve Adidas Kültürü
Hip-Hop giyiminin ilk yıllarında bariz öne çıkan giyim tarzı eşofman üstleriydi, b-boy kültürüyle harmanlanan bu moda anlayışı, Run DMC’nin My Adidas parçasıyla markalaşmıştı. Üç çizgi bir üniformaya dönmüştü
Günümüzde ise Adidas Stan Smith serisi ile aynı hava ve tarz yakalanabilir.
Siyah Bilinci
80’ler sonlarında, KRS-One ve Public Enemy gibi isimler Siyahi milliyetçiliğini açıktan destekliyordu. Beraber Afrika giyimine referanslar yaratan bir giyim dili yarattılar, kırmızı yeşil ve siyah. Kara Panter logoları.
Günümüzde, Asker kamuflajları ve bol patch’ler.
Dapper Dan
Yazı serimizde de dile getirdiğimiz gibi, Hip-Hop modasının adeta “yaratıcısı” Dapper Dan’in kendine ait bir giyim dili vardı. Eric B ve Rakim’in Pain in Full albümünün kapağında da onları giydiren Dapper Dan’den başkası değildi.
Günümüzde Dapper Dan tarzı için 3XL sweatler ve Hoodiler, bol kapriler tercih edilebilir.
Lo-Life
Ralph Lauren, 80’lerde Polo markasını, zengin ve haftasonlarını yatlarında geçiren zengin beyazlar için kurgulamıştı. Ama bu tarzın Hip-Hop dünyasında çok beklenmedik bir etkisi oldu. Lo-Life tayfası büyük miktarda Polo kıyafeti çalmıştı depolarından ve sürekli bunları giymeleri ile adeta “sembolleri” haline getirdiler.
Günümüzde Lo-Life gibi giyinebilmek için, farklı renklere sahip ceketler, yatay çizgili tişörtler ve düşük bel pantolonlar kullanılabilir
Hardcore
New York’un bol kesim cafcaflı tarzına karşı LA tarafında NWA, müziklerini yansıtmalarına yardımcı olacak bir giyim tarzı yaratmıştı, siyah kotlar, memleketlerinin beyzbol şapkaları ve beyzbol ceketleri, altın kolyeler.
Günümüzde NWA gibi dolaşmak için tamamı siyah fullcapler, bol kotlar ve raiders logolu tişörtler kullanılabilir.
PHARRELL
Pharrell’in Hip-Hop modasını nasıl değiştirdiğini daha önce konuşmuş, yaptıklarından bahsetmiştik. Japon markaları ağırlıklı giyinen ve ipek kumaşla Hip-Hop’u tanıştıran adam, Hip-Hop modasına 2000ler başındaki formunu veren kişiydi.
Günümüzde Pharrell tarzı giyim, açık renkler, değişik renk skalası ve kırmızı tonları ile sağlanabilir.
Kanye ve Ayakkabı Kültürü
Kanye kariyerinin uzun bir dönemini, modacı olarak ciddiye alınmadığı konusunda söylenerek geçirdi. Ama artık Yeezus ciddi bir sokak modası belirleyicisi, artık Kanye’nin Hip-Hop giyimi üzerinde kendi fark etmese bile ciddi bir etki alanı var.
Günümüzde Yeezus modasının kilit noktaları, üst ve alt giyim arasındaki belirgin beden farkı, üst taraflar 3x, 2xl iken alt tarafta giyilen jogger pantolonlar veya kotlar, L veya M oluyor.
Hip-Hop Modasının Kısa Tarihi serisinin sonuna geldik. Bu Üç yazılık seride Hip-Hop modasının geçmişi, geleceği ve evrimini konuştuk. Sıradaki Mahalle Mektebi için, haftaya Pazar günü görüşmek ümidi ile sevgili Flow okuru.
||Flow Radyo’da Haziran ayı boyunca yazdığım Hip-Hop Modasının Kısa Tarihi serisi||
Dapper Dan’in bırakışı, Rap’in sertleşmeye ve daha özgün bir şeye doğru tarzı kayması yaşaması ile aynı zamana denk geldi. Rapçiler de lüksün basamaklarında hızlanıyorlardı. Wu Tang Clan, kendi markası olan Wu Wear’i piyasaya sürdüğünde, Neslin sanatçıları neyi teşvik edebileceklerini ve nasıl ödüllendirildiklerini kontrol edebildiklerini fark ettiler.
KENT MODASI DEĞİŞİYOR
“Reddedilmeyi” bir tarz beyanına dönüştürdüler, onlar gibi, en azından ancak sisteme en fazla tahammül edebilmiş hayranlar için kıyafetler yarattılar. Müzikleri gibi kıyafetleri de gerçeği yansıtıyordu. Bol kot pantolon, beyzbol ceket ve Timberlands giyen, bunu adeta üniforması yapmış Wu Tang gibi Suç ve Ceza’dan daha kalın bir FBI dosyanız varsa, bunlar sizin de giydiğiniz şeylerdi.
DeLeon, “Sen “kentsel modası”nın yükselişini yaşadın” diyor. “Bir ton markanız var. Özellikle pazardaki bu boşluğu gören rapçiler tarafından başlatılan çok sayıda markanız oldu, ‘Tamam, moda markaları dinleyicilerimizle ve izleyicilerimize hitap etmeyi başaramıyor, o zaman hakikaten o dünya için yeni bişiler yaratalım. ”
Kıyafetlerin yanı sıra kendi içkilerini ve purolarını yarattılar, rap videolarında görünen ürünlerinden satış yapmaktan mutlu olan markalardan aldıkları donuk tepkilerden bıktılar ama yine de markalar rapçiler için birçok şey yapmaya hazırdı.
Daha sonra sahneye Pharrel çıktı, Hip-Hop giyime yeni şeyler eklerken de hiç çekinmedi, daha “sokak” çantalar, paten, punk esintisi, Japon sokak tarzı. Kanye West’in pembe sırtçantası kullandığı ama hala satışlarda 50Cent’i geçtiği bir dönem yarattı. Pharrel sonrası Hip-Hop giyim tutarlılığını kaybetti fakat yeni bir renk yarattı.
Rap listelerde tırmanırken dışarıda olan duruşunu kaybetti. En büyük sanatçıları – pop yıldızlarını yerinden etti, sonra ise pop yıldızı oldu. Şimdi, cebi şişen herhangi bir rapçi, istediği kadar Fendi alabilir. Spotify’ın Rap Caviar’ında yer edinin ve Louis Vuitton muhtemelen size Instagram’daki tüm postlarınıza yetecek kadar giyecek göndersin. Business of Fashion’ın editör yardımcısı Christopher Morency “Lüks markalar, rapçilerin kültürel diyaloga hükmettiği gerçeğini kavradı” diyor. Markalar ya gemide ya da dışarıda kalacaktı.
DeLeon Rap modasını iki döneme ayırıyor: Pharrell’dan önce ve sonra. Kıyafet daha önce aidiyet ile ilgiliydi, şimdi de hip-hop’a hakimiyet ve gösteriş ile ilgi.
MODA HAFTASI
Moda haftalarında ön plana çıkan ilk rapçiler arasında, en başından ilginç ve ezoterikliği ile ün kazanan ve modayı kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline getiren ASAP Rocky ve Kanye vardı. Markalar ve sanatçılar arasındaki gerçek işbirliğine kapılarını açtılar.
2016’da ASAP Rocky, Dior Homme’in ilk siyah yüzü oldu, ancak kampanya, lüks bir evden fazlasıydı. Morency, “[o zamanlar] Dior Homme yaratıcı yönetmeni Kris van Assche ve Rocky arasındaki ilişki yıllar öncesine dayanıyor” diyor. “İlk başta Dior Homme’i çeken Rocky oldu, tam tersi değil”
İlk an dışında, ikinci basamaktan itibaren, Moda ve Rap derinlemesine simbiyotik bir ilişki içine girmiştir. Son iki yılda, Louis Vuitton, Marc Jacobs ve Saint Laurent, genç kitleleri var olan kitlelerinin yerine almaya çalışıyor ve bu hareketin bir parçası olarak rap-çerçevesinde reklam kampanyaları yayınlıyorlar.
Morency, “Yeni lüks tüketici Milenyum Doğumlular” diyor. “2025 yılına kadar, küresel kişisel lüks giyim pazarının yüzde 45’ini oluşturacaklar. Lüks markalar, bu nesilde bilinirlik istiyorlarsa, rapçileri kucaklamak zorunda kalacaklar, ancak bu kucaklamanın özgün olması gerekiyor. ”
Modayla ilgilenenler için, İyi haberler bu kadar. Hip-hop, müzikte en yaratıcı akımlardan biri ve artık bu akım gardroplarımıza kadar uzanabiliyor. Sokak giyiminin yükselişi, yükseklerin alçalması ve unisex moda akımıyla beraber yepyeni bir soluk yarattı, giyim devleri hala buna adapte olmaya çalışırken, bir sonraki bölümde Hip-Hop giyiminin geçmişten bu yana olan tarzlarına ve bu tarzları günümüzde nasıl giyebileceğimize bakacağız. İyi haftalar Flow Okuru.
|| Bu yazı, Fashionbeans.com’da Tom Banhan tarafından yazılan “The Story Of Hip-Hop Style, From Run DMC To ASAP Rocky” yazısının çevirisidir ||
||Flow Radyo’da Haziran ayı boyunca yazdığım Hip-Hop Modasının Kısa Tarihi serisi||
2002 Yılında Stilist Rachel Johnson, Müşterisi Ja Rule’un fotoğraf çekimi için New York’ta bir Burberry mağazasına girdi, Fotoğraf çekimi için bir reklam anlaşması yapmak istiyordu, Ja Rule Burberry giyecek ve Burberry’nin reklamının yapılmasına yardımcı olacaktı. Ja Rule “Pain Is Love”ı yayınlamış, Satışlarda Üç Platin Plağı kazanmıştı bile. Bu, markaların genellikle seveceği bir anlaşma olmasına karşn Burberry Ja Rule’a yardım etmeyi reddetti.
“Üzerinde Burberry olmasını istemediler” -Marka imajına zarar geleceğini düşünüyorlardı- diyor daha sonraları Rachel Johnson. Ancak Johnson o kıyafetleri Burberry’den almayı başardı, satın aldı. Peşinden fanları da Burberry almaya başladı, bir kaç hafta sonrasında, Burberry Ja Rule’a bir teşekkür mektubu yollamıştı.
On yıl sonra, Marka kendisini Hip-Hop giyiminde farklı bir noktaya konumlandırdı, Skepta ve Nicki Minaj ile anlaşmaları var, Çinli rapçi Kris Wu ile yeni bir anlaşma imzaladılar. Burberry adım adım rap müziğin en prestijli markalarından biri olurken aynı anda Hip-Hop konusundaki memnuniyetsizliğini de aştı.
En büyük Sokak Modası sitelerinin birisi, Highsnobiety’nin Editörlerinden Jian DeLeon şöyle söylüyor : “Hip-Hop, gençliğin ve isyanın, başkaldırışın sesi olmuşken, -Kanye, Beyonce, ASAP Rocky gibi isimler- şöyle diyor : “Neden bu şirketlere bedava reklam şansı veriyorum ki?” Lüks logolara kıyafetlerde sahip olmak, her zaman başarılı Hip-Hop’un sonuçlarından biri olmuştur, ancak Rap müziğin mainstream oluşu sanatçılarda da değişikliklere yol açtı “Artık marka olduklarını ve markalarının sahip olduğu gücü biliyorlar. Artık ne yaptıklarının bilincine sahipler.”
DJ Kool Herc’ün ilk partisinden bu yana, Hip-Hop kültür olarak, marjinal bir konumda oldu. Görünüşler en az ses ve dans kadar öz kimliğin bir ifadesiydi. Kısmen de başarının getirdiği bir sonuçtan ibaret oluyordu, Suç ve şiddet içerisinde büyüyen siyahi çocuklar, fırsat
eşitsizliğinin doğurduğu açgözlülüğü lüks markalarla doyuruyor ve aynı anda Amerikan Rüyasının yarattığı topluma orta parmaklarını doğrultuyorlardı.
Gerçek Sokak Giyimi
Rap, tartışmalı şekillerde müziğin en girişimci türü, rüşvetlerle ve acelece, sokaklardan yukarıya bir serüvenin anlatısıdır. Başka hiçbir müzik türü alttan başlamaya bu kadar odaklı değildi. Rock müziğin üniforması Rock hayranlarının annelerini korkuturdu en fazla, ancak rap müzik için kıyafetler yazdıkları satırları destekleyen cephanelerdi.
Rap müziğin ticari sıçrayışı, yıldızları lükse ve finansal erişime ulaştırdı fakat yine de ırk kökenli bir noktada sıkışıp kalmışlardı. Markaların sokak kültürüne bakışı oldukça temkinliydi, çünkü Biggie Louis Vuitton’u büyütebilirdi evet, fakat LV müşterilerinin beyaz ve ortayaşlı kesim olduğunu biliyordu, pahalı kumaşlarının bir anda eski bir uyuşturucu satıcısının üzerinde olmasına hazır değillerdi.
Harlem’de bulunan gerçek uyuşturucu satıcılarına karşı daha da isteksizlerdi, Harlem bölgesinde mağaza açmamakta direndiler ve Beşinci Cadde’deki mağazalarında genç zencilere hoş davranmadılar. Bu erişilemezlik, lüksü daha da arzulanabilir hale getirdi, bu yüzden Harlem’in terzileri geçici bir çözüm buldu
Dapper Dan ve Bomber Ceket’in Doğuşu
Dapper Dan isimli bu tuhafiyeci, ki kendisi aynı zamanda kıyafet baskısı da yapıyordu. Lüks deriye çizik kumaşlar, baskı logolar yapıyor, onları bol kesim bomber ceketler veya paltolar haline getiriyordu. Yaptıkları günümüzde vintage butiklerinde gördüğünüz çakmalardan değildi, el yapımı ve bir adetti, çoğu zaman da ilham alınan eserlerden daha pahalıydı, kurşun geçirmez panelleri olan bir parka veya gizli cepler bile ekliyordu, tam harlem işiydi.
Parson Tasarım Okulunda Moda Çalışmaları Profesör Yardımcısı olan Rachel Lifter “Dapper Dan’in 80’lerde yaptığının bir ismi var, “Siyahlaştırılmış Moda” diyor. Dan’in yaptıkları, sokak kültürünü, genç ve zengin insanların ihtiyaçlarını – isteklerini içeriyordu, “yaptığı şey politik-estetik olarak moda kültürüne uzun yıllar sürecek bir stil mirası bırakmak oldu”
Gelecek yıllarda Hip-Hop giyim, bol kesim, spor kıyafetlerden etkilenmiş şekilde ve sokakta da anlamlı duracak şekilde tasarlandı. Asıl hedef Rapçilerdi ve rapçiler için Dapper Dan tarzı, başarıya ulaşmaya yaklaştığının bir işaretiydi.
DeLeon, “Rapçiler uzunca süre modayı sevmiş ve arzulamışlardı ancak onunla iletişime geçemiyor, geçmek istemiyorlardı, çünkü markaya zarar vereceklerini düşünüyorlardı, çünkü marka öyle düşünüyordu. Ancak Dapper Dan’i bulduklarında onları anlayan, ihtiyaçlarının ne olduğunu bilen ve aynı dili konuştukları birini bulabildiler.”
Dan’in tasarımları albüm kapaklarında, kırmızı halılarda ve ağır siklet şampiyonlarının üzerinde ortaya çıkıyordu, Mike Tyson 1988 Ünvan maçından önce “Don’t Believe the Hype”
ceketini basın toplantısında herkesin gözünün önüne seriyor, Siyahi modası ile mesaj veriyordu…
Sıradaki bölümde : “Hİp-Hop Modasının Kırılışı ve 7 İkonik Hip-Hop tarzının Günümüzdeki Hali”..
|| Bu yazı, Fashionbeans.com’da Tom Banhan tarafından yazılan “The Story Of Hip-Hop Style, From Run DMC To ASAP Rocky” yazısının çevirisidir ||