21 Mayıs 2022

340 numaralı otobüs


 “En kötü yabancı çeşidi, bir zamanlar tanıdıklarının arasından çıkar.” - Murathan Mungan.

    Ankaralı kimliğinin henüz Istanbul'dan gelmiş züppelerce "giysi" misali kullanılmadığı, Behzat Ç ile bozulmadığı yıllardı. Radikal okuru olmanın - Asabi Şehirli imajının hala sattığı zamanlar. Güvenpark'ın aslen EGO istasyonu olduğu zamanlar hani. Televizyonda başkanın balonu patlamamış, Ankaragücü daha dibi görmemişti. Öğleden sonra Yükseldeki simitçiler 3-4 simiti poğaçayı 1 liraya verir, Kızılay'dan Bahçelievler 5 dakikada yürünürdü. 7. Cadde'nin piyasa zamanlarıydı, ki orayı asıl Sonbahar'da dolaşacaktın.



   Sert kızlarla takılıp kendimizi kanıtlamaya çalışmamıza biraz daha vakit var, şimdilik bizi sevdiğine inanmak istediklerimizle Konur'da oturup o ucuz mekanda kivili çay içeceğiz. 75 kuruş. Meclis Parkına takılmamıza da zaman var, aşk acısı sandığımız "tercih edilmeme" acılarına da. Kafada başka tilkiler dönüyor şimdi, Kim bu monitöre başka bir evrene bakarmışçasına baktıran adamlar ? 

    Müzikleri içinde kaybolacağımız yıllar bunlar. Yılmaz Erdoğan'ın Ankara şiirini nasıl ezberleyip memleket hasretinde kafada döndürdüysek, yanına bu adamları da ekleyeceğiz, Ankara'nın martılarını biz öldürmedik!. Yılmaz Erdoğan'la aynı caddeleri soluduğumuzla gururlandığımız gibi gururlanacağız her Batıkent duyuşumuzda. Her DreamTV T-Rap kuşağında, ekrana çıktıklarında ensemizde bir ürperti ile sırıtacağız. Cilveli kadınlar "Ankarayla ilgili en çok sevdiğim şey Vega" dediğinde, kadın ruhundan hiç anlamadığımızı çıkarıp masaya vururcasına isimlerini öne süreceğiz.

    İtfaiye Meydanına inmeye bir taraflarımız yerse çıkar, şehir efsanesi haline gelen kasetlerin peşine düşeriz, zaten bi zamana kalmadan meydanı da sterilize edecekler, Kocatepe'den breakdansçılar çekilecek, İsrail konutlarının oradaki graffitileri de temizleyecekler. KÜF'ün ismi cismi unutulacak, "en iyi beatmakerlar" listesine alınmadığını gördükçe dellendiğimiz adam önce İstanbul'a gidecek sonra ucuz EDM remixlerle şöhrete koşacak. Kasetlerin peşine düşmek lazım. Besta yine buralarda, yeni bir tayfanın içinde yer alacak kısa bi süreye, büyük bir çiçek verecek o tayfa. Yine de kasetlerin peşine düşmek lazım

    Bi zamanlar girişinde onlarca grubun, STK'nın, insiyatifin rahatça masa açtığı Konur 1'de artık dönerciler falan var. Şemsiye koydular sokağın üstüne, bi görsen! şebeklik. Heykelin etrafını Polis çitiyle çevirmişlerdi. 3. Cadde trend artık, içi Istanbullular yüzünden Ankara'nın "Moda"sı gibi bir yer oldu Aşağı Bahçeli. Büyülü Fener'e giden kalmadı, 7. Caddeye uğrayan da yok. Okulun bahçesini otopark yapmışlar, basketbol oynayan çocuklar hep dağılmış. Kızılay'daki ucube AVM'yi benimsemişler. Ne diyelim, Ankara'yı Ankara yapan her şey gitmiş.

ankara'nın rap kimliğini belirleyen mode xl, uzun süreli molalarına (ayrılıklarına) son verdi. yeni bir single ile dönmüşler. 2015'teki mevzu makamı iyi bir albüm olsa da eski, tehlikeli gruptan uzak, "evcilleştirilmiş" gibi hissettirmişti. yeni mode xl'de evren besta'nın heyecanlandıran beatswitch'li anı dışında ne prodüksiyon ne de söz yazımı anlamında kimlik sahibi hissettirmiyor. iyi bir rap şarkısı olduğunu da düşünmüyorum. Müziği modernize etmek ile kimliğini kaybetmek arasındaki çizgide grup, müziği "zamana uydurmak" amacıyla yola çıkıp kimliğini kaybetmiş bana kalırsa. Mode xl'in statüsü kimliğidir, kimliğine de hiç sahip çıkamadığı apaçık bir gerçek. bu "istanbulXL" diyebileceğimiz, enteresan veyasin vokalli yeni grup, umarım albüm ile beni şaşırtarak en iyi bildiği işi, en iyi yaptığı şekilde yapar. Gerçi Ankara'da ne aynı kaldı ki Mode XL aynı kalsın.