10 Kasım 2020

POPRAP ile Yıkanan Zihinleri zorlar: Şehinşah - 666

Şehinşah uzun bir aradan sonra (2016) yeni bir Uzunçalar / Albüm ile karşımıza çıktı. Ancak genel anlamda karışık tepkiler aldığını söylemek mümkün. Gelin önce albümü, ardından da bu tepkilerin sebeplerini anlamaya çalışalım.

666 Teknik anlamda yeni bir çıta.

Çok eskiden beri Rap müziğin en farklı ve en komplike tarzlarından birine sahip olan Şehinşah, özellikle “Baban” teklisinde gösterdiği kolay kalemi ile beni endişelendirmişti. Ulaştığı yeni kitleleri tatmin edecek, daha kolay anlaşılan, Akımlaştırılmış bir albüm dinleyeceğimize dair bir korku içerisindeydim.

Ne mutlu ki 666, bunun tam zıttı istikamete gitmiş. çatallı anlatı yapısı, bol betimleme, benzetme ve taşlama ile bir defa dinleyip kenara atılacak bir albümden ziyade kasıt edilenleri anlamak için defalarca üstünden geçilecek, dinlerken sözleri okunup satır araları anlaşılmaya çalışacak bir albüm olmuş. 666’yı dinlerken bir çok yerde “ya bu bunu nasıl yazmış” diyerek sözleri okumak, örüntüyü görmeye çalıştım. Bunu en son hangi albümde yaptığımı hatırlamıyorum bile, üzerinden oldukça zaman geçmiş.

Dışı iri koçum, içi sıska

Mızıklanıp hızla cıvıklaş

Sallapati rapini kıskanır

Kızlar ezer ötesi karakteri fıslar hışımla

Labirent

Bu dörtlüğü parça içerisinde dinleyip Flow’a kapılmak da, liriklere bakıp iğnelemeleri yakalamak da dinleyicinin elinde. Bu noktada albümün bir numaralı amacının bir “Hit” çıkarmaktan ziyade anlatıyı aktarmak olduğunu düşünüyorum. Bunun için en büyük dayanağım ise yazılırken bilinçli / bilinçsiz kullanılan bazı karmaşıklıklar.

Rehabilite, Türlü Bela gibi parçalarda karşımıza çıkan bu karmaşıklığı özetlemek gerekirse

  • Birden fazla noktadan ilerleyen (Türlü Bela ilk verse)
  • Ani tema değişikliklerine gidip ardından kaldığı yerden devam eden yapı (Rehabilite ilk verse – 8. Barda verilen 7 Barlık ara ve Bu barlar arasındaki bağlam farklılığı)
  • Çok fazla özne (Türlü Bela ilk verse’ün sonlarına doğru peş peşe bahsedilen dört gizli özne)

Bu maddeleri Şehinşah’ın kasıtlı mı yaptığı, yoksa artık yazım tekniğine işlenmiş şeyler mi olduğu tabii ki tartışmaya açık. Öyle ya da böyle bu yapının yukarıda bahsettiğim gibi geri dönerek tekrar ve tekrar dinlenecek / okunacak şarkıların ortaya çıkmasında yardımcı olduğunu düşünüyorum

şehinşah 666

en az Şehinşah kadar etkili : Gezer on the Beat

Arda Gezer’in yaptığı prodüksiyonlar ile albümün ruhunun ve müzikal bütünlüğünün ortaya çıkmasında büyük pay sahibi olduğu bariz. Zira Albümün bir bütün olarak ortak bir payda taşımadığında hemfikiriz, herhangi bir süreklilik / ortak mesaj taşımayan bir albümü “toplu parçalardan ayıran en önemli nokta Prodüksiyon.

Bir çok parçada gördüğümüz karanlık sound, tıpkı FerzanBeats & Arda Gezer ortaklığındaki C-137’de olduğu gibi Ambient Pad ve Leadler ile devam ediyor. Ancak maalesef insanın ismi çıkacağına canı çıksın, albümde Arda Gezer’e bir çok eleştiri geldi, bana kalırsa bir çoğunun altı o kadar da dolu değil.

Prodüksiyon tarafında gözüme çarpan -ki lanet olsun bir kere fark edince göz ardı edemiyorum) kullanılan bir çok davul setinin seslerinin birbirine yakın oluşu, özellikle Dilemma ve Türlü Bela parçalarının seslerini birbirine çok benzettim.

Albümde Prodüksiyon anlamında favorim ise “Sür ya da Öl”, bana kalırsa bir prodüksiyonun şarkıya katkısını anlamak için vokalleri bambaşka bir parça üzerinde düşünüp, mevcut prodüksiyonun etkisini anlamaya çalışmak gerekiyor, Sür ya da Öl özelinde parçanın ruhunun ortaya çıkmasına Arda Gezer’in büyük katkısı olduğu ortada.

karışık tepkilerin asıl sebebi

İşte en çok konuşmak istediğim nokta burası. Albümde prodüksiyon kaliteli, gayet zekice yazılmış barlar, güzel bir flow var. Yani bir Rap albümüne dair beklediğimiz her şey yerli yerinde. Yine de albüme yönelik izlenim sanki hiç bir beklentiyi karşılayamamış, havada bir albümmüş gibi. Bunun bir çok sebebi var.

Şehinşah’ın bizzat kendisi.

DEEV sonrası çıkardığı tüm tekliler korkunç başarılara ulaştı Şehinşah’ın, ki hakkını yememek gerekiyor KARMA, MİLYON, YAK YAK YAK, PİRANA oldukça başarılı ve geldikleri yeri hak eden işler. teklilerle Pop İkonu haline gelmesiyle beraber, müziğine eşlik eden milyonlarca yeni dinleyiciye erişti. Bu dinleyiciler doğal olarak Şehinşah’ın müziğinin geçmişinden, kendisinin hayata karşı “iplemez” duruşundan haberdar olmayan kimselerdi. Ve Şehinşah’tan beklentileri de Kendi rap tanımlarının içine girebilecek bir albümdü.

Yalnız buradaki Problem, kendi rap tanımlarının “Pop Rap” denen, kolay dinlenen – ağıza yapışan – üzerine çok düşünülmeyecek bir Müzik olması. Ki bu Şehinşah’ın kariyerinin TAMAMINDA (sadece Karma değil, özgürlük güvercini – kapatıyoruz zamanlarına kadar) tam zıttını temsil ettiği bir müzik (sadece Yaz Yağmurum parçasında yaptı bunu)

Ki kendileri de aslen Şehinşah dinlemeye tam olarak bunun zıttı parçalar dinleyerek başladılar, ancak hem Şehinşah’ın rakiplerinin algıları hem de genel anlamda TÜM RAPÇİLERİN üretimi sanki herkes PopRap yapmalı – akil olan buymuş gibi bir noktaya taşıdı, halbuki değil. 666, bu sene saf Rap’e göz kırpan bir kaç işten birisi.

Fakat Şehinşah’ın bu albüme dair veremediği hava bunun bir PopRap albümü olmadığı gerçeğiydi. Albüme dair sadece görsel (ve hakkını yemeyelim arabadan paylaşılan Snippet) paylaşarak oluşan algı adım adım -nedense- YILIN HİTİ GELİYOR ABİ! noktasına geldi. Bu da albümü ilk kez dinleyen yeni Şehinşah dinleyicilerinin gözünde başarısız bir albümmüş hissi yarattı. Buradan çıkaracağımız sonuç; Bazen albümü hayranlara bırakmamak gerekir, albüme dair ufak “anlatımlar” her zaman işe yarar.

PopRap

E abi az önce bahsetmiştin dediğinizi duyuyorum, hayır bi dakika. Bu albüme dair bir çok görüşüne değer verdiğim kişinin albüme yönelik yaptığı eleştirilerde gördüğüm ve gördüğüme inanamadığım bazı laflar vardı “yazılanları anlamadım” en aklımda kalanı. Bana göre bu, rap müziğin nasıl yazılması gerektiğinin birebir örneği. Zira Kelime oyunu, betimleme, taşlama, asonans, aliterasyon bu müziğin tekniğinde olması GEREKEN şeyler. Diğer türlü yazılan ve okunan şeylerin Rap müzik mi yoksa Mustafa Ceceli ilahisi mi olduğunu tartışırız.

Ancak bu “yazılanları anlamamak” ve hazırcılık bana oldukça vahim bir gerçeği gösterdi. Rap müzik dinleyicilerinin yarısından fazlası PopRap denen ve Rapçiler adeta sinekten yağ çıkarırcasına zorlanan batakla zihinlerinin yıkandığını gösterdi. Evet, 90 BPM Boom Bap tarzı beate okumak “gerçek rap” değil fakat hiç kelime oyunu, betimleme, akıllıca laflar etmeden yazılan şeyler de Rap değil, sound değişebilir ancak tekniği iki tane şımarık çocuk / patron Amerika’da çok sattığını gördü diye değiştiremeyiz.

666’nın kendisine hitap etmediğini söylemek ile kötü olduğunu söylemek arasında şöyle ince bir fark var, eğer bahsettiğimiz Rap müzikse tüm kriterleri karşılayan bir albüme “Kötü Rap Albümü” denmesi bana mantıksız ve abesle iştigal etmek gibi geliyor. “Kötü Müzik” eleştirisini tartışabiliriz, daha büyük bir kümede gerçekten albümün sakil duran yanları olabilir ancak hem vokal, hem teknik, hem prodüksiyon anlamında başarılı bir rap albümüne gelecek eleştirilerin Rap müziğin esaslarının hatırlanıp, bu esasalar üzerinde yapılması gerektiğini düşünüyor ve tüm “hiphop” insanlarından bunu bekliyorum, bir Rap albümüne bir tane daha “dream tv vj’inin yapacağı kıvamda eleştiri” okursam hayal kırıklıklarım derinleşecek zira.