2 Ağustos 2020

Jean Baudrillard - Kötülüğün Şeffaflığı üzerinden bir Türkçe Rap incelemesi: Balçık içerisindeki Vasatlık

Türkçe Rap ile ilgili son bir buçuk yıldır her yerde okuyabileceğiniz yorumlar bunlar. Ne yazık ki bu tartışma artık içeriğin önünde, herkes “harbi” olduğunu kanıtlayarak bir pazar yaratmaya çabalıyor. MOB üyesi MODD’un instagram üzerinden ailevi değerlere küfür ederek dayak yemesi, ardından bunu bir “Meme”* haline getirme çabasıyla “edgy”* bir profil çizme çabası tam olarak bu Pazar yaratma çabasının sonucu. Modd, müziğiyle gelebileceği noktanın ortancalığının farkında olarak kendini başka bir yol ile göstermeye çalıştı. 

Dinleyici için ise artık asıl haz Müzikten çıkmış, bu skandallar silsilesine dönmüş vaziyette, herhangi, müzik perspektifinden bir övgü veya hakaret duymayalı sanırım bir yıla yaklaştı. Çünkü sürekli bu kafileye katılan sözde “dinleyici”, özde “izleyici”ler artık tamamiyle skandal ve kaostan besleniyor. Bu, “vurgun” peşinde olan, kültürle hiç alakası olmayan “rapçi”ler için son sürat gidebilecekleri bir otoban yarattı. Skandal ve Kaos yaratarak Milyon stream “kovalayan” Rapçiler istediklerini alırken bu değirmene su taşıyarak olayı daha kaotik bir hale getiriyor. 

Ancak aynı büyüklükte başka ve daha ağır bir problem, kendi yaptığı işi aklamak için Kültür ve Müziğe sürekli olarak yama yapanlardan geliyor. Açıkça “para kazanmak” istediklerini söyleyemeyen, bunu kültüre yamamaya çalışan, humble & hustle kültürünü 3. Sınıf ingilizceleri ile Müziğe taşıyan -yer yer başarılı çoğunlukla başarısız olan- bu isimler, Kültür içerisinde devasa bir yarık açarak bunu kendi çıkarları için büyütüyor.

Bu iki durum, bu müziği severek dinlemek isteyenler için olması gerekenden daha karmaşık iki düşünce seti oluşturuyor;

“Abi Türkçe Rap inanılmaz bozdu. Eski tad yok, TRAPÇİ RAPÇİ OLAMAZ ABİ, TRAP GARABETTİR BROM…”

“Türkçe Rap şekil değiştirdi, eğlence orcinine döndü rap müzik, HEPSİNİ BAŞARIYORUZ KARDEŞİM BLEEDAT” 

 Halbuki, Ne Türkçe Rap bozdu, ne de şekil değiştirdi. Fransız düşünür Jean Baudrillard, “Kötülüğün Şeffaflığı” kitabında, “orji”nin, yani orijinalliğin bittiği andan sonra gün geçtikçe daha ucuz ve fotokopi üretimler ortaya çıkacağını savunur. Ancak öncesinde üretim, evre evre parçalara ayrılarak yenilenir. Bu parçaları ise şöyle açıklar

-Doğal bir evre

-Ticari bir evre

-Yapısal bir evre.

Bu ayrımlar her ay yeni bir parçacık keşfeden fizikçilerdeki ayrım gibidir. Yeni parçacık öncekinin yerine geçemez. Varsayımsal bir şekilde birbirlerine eklemlenirler.

 Yani, Türkçe Rap’in 2016, Müptezhel sonrası değişimi bununla alakalıdır. Doğal bir evre’den Ticari bir Evre’ye, kaynakları tükenmiş olan eğlence endüstrisinin de dört elle sarılmasıyla yeni bir şekilde eklemlenmiştir. Türkçe Rap kendi içerisinde 1995’ten 2016’ya gelebilmiş, özkaynaklarıyla ortaya üretim koymuş ve ardından Trap soundu ile yeni bir aşamaya geçmiştir. 

Label müessesi ise yukarıdaki paragrafta görülebileceği gibi “Yapısal Evre”nin kendisidir. Henüz bu evre için erken olduğu oldukça bariz ancak ortada Epidemik ve HHL gibi başarılı örnekler de yok değil (keza Basemode gibi başarısızlar da). Epidemik bu noktada Trap soundu ile “Doğal Evre” yaratmaya çalışıyor, kendi içerisinde Noname isimler ile bir çeşit habitat yaratma çabası içinde. HiphoplifePRO ise sanırım 2016 sonrası Ticari dönemin en başarılı işlerini yayınlayan şirket oldu (Stream değil dinleyici puanı olarak). 90BPM ve İstanbul Trip – 110 bazı örnekleri.

Ancak burada TRAP soundu açısında yenilenemez ve zamana karşı yenilecek bir kaç problem var, birincisi kim ne derse desin (ki bu denilenler asla argümanlı eleştiriler veya düşüncüler değil, subjektif ve gökten indirmeci olduğu için pek ikna edici de değildir) TRAP sürekli olarak aynı şeye sırtını dayayan bir yapı, aynı söz ve yapı tercihleri çok hızlı üreten TRAP sahnesi için çok hızlı bir ömür tüketimi demekti, zaten bir anda ortaya atılan Latin ve Afro soundlar, genel geçer dinleyicinin ilgisini sabit tutmak amacı güdüyordu. Bu soundların Rap olduğu iddiası ise gülünç olmaktan uzaklaşamadı. Cinsel anlamda oldukça açık yazılmış sözler son 5 yılda diğer yıllara oranla daha hızlıca Muhafazakar ve Yeşil bir çizgiye koşmuş toplum için Havuç görmüş tavşan etkisi yaratırken, hemen sonrasında gelen altı üstü 20 bin lira kazanmış (müzik endüstrisi için “altı üstü” bir rakam) Rapçilerin A4’e bastırdıkları Dolar resimlerinden balya yaparak kulaklarına götürerek verdikleri “Medyatik” ve “namımız yürüsün” pozları, TRAP için bir “doğal ve ucuz reklam”dan ötesi değil. 

Aynı taktiği kullanan başka biri ise Meşhur Amazon & Dropshipping dolandırıcısı Ekim Nazım Kaya, Ekim bey sadece “Beş Yüz Dolar” vererek “Sıfır Sermaye” ile Çin’den Amerika’ya Amazon üzerinden satış yapmayı öğreten “setler” satarak başladığı serüvenine Instagram’da kiralık pahalı arabalar, ucuz purolar, otel lobilerinde viski ile çekilmiş fotoğraflarla “NASIL BAŞARDIM” “SEN DE BAŞARABİLİRSİN” “10 YIL ÖNCE KİRADA OTURUYODUM” açıklamalarıyla satış yapıyor. Aşırı tanıdık bir hikaye olduğunu sizler de fark etmişsinizdir. Baudrillard bu vasatlığı şöyle açıklıyor

Aynı zamanda her şey cinsel hale geldi, her şey arzu nesnesidir. İktidar, bilgi, her şey. Her şey fantasma ve bastırma terimleriyle açıklanıyor. Basmakalıp bir cinsellik her yere egemen durumda.

Her şeyi istila eden medyatik ve reklamsal göstegeleşme tarzı, kültürün fotokopileştiği nokta.

Bu fotokopi işlerin ömrü maalesef kısa. Kısalıklarıyla beraber kesin olarak bir tepkiyle karşılaşmaları gerekiyor, zira ortaya çıkan ürünün “gerçek” olduğu iddiası, ya da bu iddia çerçevesinde şekillendirilen bir mitoloji hepimizi geri dönülmez  bir noktaya sevkediyor. Kamufle’nin bu yıla dair eli yüzü düzgün albümlerinden birinin bu kaosa meze olarak harcanması bile aslında ortaya çıkarılan canavarın ne derece tehlikeli ve toksik olduğunun bir tezahürü (tamam, 19T çıkışındaki yanlış politikaların da kurbanı oldu ancak %50 darbeyi de bu çatışmadan aldı)

Yıllardır “portal” olmaya çalışarak değerli enerjilerini öldüren Rap müzik sevdalıları, son yıllarla beraber artık bu enerji tasarrufunu öğrenerek “Yeni Medya”yı tam anlamıyla kullanmaya başladı. Blog, Twitter ve IG sayfalarında gösterilen yer yer sert yer yer imalı tepkiler piyasanın regüle edilebilir hale gelmesinde bir numaralı etmen olabilir. Ancak yukarıda sayılan fotokopiliğin tam anlamıyla gerçekleştiği yerlerden biri de yine bu sayfalar. Kankacılık, AMAN AĞZIMIZIN TADI KAÇMASINcılık ve “REKLAM DOSTU OLMAM GEREK” düşüncesi sayfaları dümdüz tabelalar haline getirmekte. Ancak ben yine kültürü regüle edecek olanın bu grup olduğuna canı gönülden inanıyorum. Bir noktada tek olması gereken yukarıda yaşanan problemleri azaltabilecek / törpüleyebilecek insanların kendileri olduğu, insiyatif almaları gerektiğini farketmeleri.