23 Haziran 2020

EMWI incelemesi; Varolsun Güzel Müzik!

EMWI ve Preservation’ın müziğini tarif etmeden önce şu kupleyi okumak gerekir; Yirminci yüzyılın en sarsıcı sosyolojik eserlerinden Şarkiyatçılık’ın girişinde Edward W. Said, şu sözleri kullanır:

…. Şark, Avrupa’nın maddi uygarlığı ile kültürünün bütünleyici bir parçasıdır. Şarkiyatçılık bu bütünleyici parçayı, kültür, hatta ideoloji düzleminde, bir söylem biçimi olarak- bu söylemi destekleyen kurumlarla, sözcük dağarcığıyla, araştırmalarla, imge dağarcığıyla, öğretilerle, hatta sömürge bürokrasileri ve sömürge biçemleriyle birlikte- dile getirir, temsil eder.

Edward W. Said

Said birkaç paragraf sonra Şark hakkında yazan, ders veren ya da Şark’ı araştıran kişinin Şarkiyatçı, yaptığı işin de Şarkiyatçılık olduğunu belirtir ve bu tanımlamanın 18. Yüzyıl sonrası emperyal güçler- İngiltere , Fransa ve modern zamanda Amerika Birleşik Devletleri- için bu tanımlamanın masum , muğlak ve genel olduğunu not düşüyor. Said aynı zamanda Şark’ın (günümüz kullanımında Doğu) ABD için daha çok Uzak Asya coğrafyasını temsilen kullandığından bahsediyor.

EMWI
EMWI serüveni.

Bu masum, eski usul tanımlama bağlamında düşünüldüğünde iki dekatı aşkın RZA, GZA, Raekwon, U-God, MF DOOM, Sean Price, Mach-Hommy, Roc Marciano, KRS 1, Jean Grae ve Aesop Rock gibi isimler adına prodüksiyon yapmış DJ Preservation’un Şarkiyatçı olduğu söylenebilir.Şayet hayatında macerayı her şeyden önde tutan, Mos Def ile dünya turuna çıkmış bir DJ için, en büyük macerası olduğunu söylediği 3 yıllık Hong Kong yaşamının bağrından çıkmış yeni albümü EMWI’nin arkasındaki yaratıcı süreç için etkili güç ancak ve ancak eski usül bir Şarkiyatçılık olabilir.

Kendisi New York ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında bir bağlantı hissettiğini söylüyor. Preservation ilk kez 96’da Çin’e gitmiş ve oradaki yerel bit pazarları ve müzik dükkanlarında balta girmemiş melodi potansiyellerinden çok etkilenmiş. 2014’te eşinin Hong Kong’a tayini çıkmış ve bu 3 sürelik süreçte Mos Def için DJlik yapmadığı vakitlerde yüzlerce altyapı hazırlamış.


İşte o yüzlerce altyapı arasından sıyrılmış 13 tanesi bugün bizim kulaklarımıza Eastern Medicine, Western Illness ya da kısaca EMWI olarak geliyor. Albümü incelemeden önce değinilmesinin önemli olduğunu düşündüğüm ve EMWI için vereceğim puanlama, takdir vb gibi inceleme unsurlarına yardımcı olacağına inandığım iki nokta var, şimdiyse bunlara değinmek istiyorum.

EMWI

Doktor Yen Lo, ve Preservation Prodüksiyonunu Anlamak


Bahsettiğim üzere 20 yıla yakın prodüksiyon yapan bir DJ Preservation, fakat bu albümü tam anlamıyla benimsemek ve arkasındaki yaklaşımı takdir edebilmek için kendisinin geldiği son sanatsal noktayı, 2015’te Ka ile işbirliğinden çıkan Days with Dr. Yen Lo albümünü mercek altına almamız lazım. DwDYL, söz konusu Ka olduğunda daha az bahsi ve tartışması geçen albümlerden. Buna birkaç sebep sunulabilir: Yen Lo konseptinin sözgelimi The Night’s Gambit, Orpheus vs The Sirens veya Honor Killed The Samurai albümlerinin konseptlerine göre çok daha içine kapanık, sübliminal ve zor deşifre olması, çıplak kulakla dinlenildiğinde doom-jazz türünün boom bap uyarlaması olması dışında pek bir ilgi çekmemesi bunlardan en büyükleri.

Fakat ben bu albümün tekrarlı dinlemelerde çok ödüllendirici, katmanlı ve özenli bir iş olduğunu düşünüyorum. Bunun ana sebebi de Ka’dan değil de Preservationdan geliyor kanımca, çünkü albümün yavaş yavaş insanı tamamı ile içine alan ve sindiren bir aranjmanı var. 2010ların başından beri Doğu Yakası hip-hop sahnesine musallat olmuş bir trend olan minimalizmi Preservation bu albümde en uç noktaya çıkıyor. Sahnenin en üretken ve en öne çıkmış sanatçılarından Roc Marciano veya Westside Gunn’ın projelerine baktığınızda bile altyapılarda mütevazı bir perküsyon duyarsınız.

Yen Lo’da bu neredeyse imkansız. İçinde hihat bulunduran “Day 0” parçası hariç albüm tamamı ile vurmalı çalgılardan arınmış halde. Bu da ritmik bir arkaplan olarak Ka’nın dediği her cümleye dinleyiciyi kilitleyen bir ses boşluğu oluşturuyor. Bütün bunlar bir yana Preservation’ın sample alma biçimi de alıştığımız normale çok yakın değil; aritmik gitar riffleri, tüyler ürperten synth aralıkları, belirsiz zamanlarda giren jazz örnekleri… ilk başta sadece yaratıcı boom-bap beatler olarak hor görülebilecek altyapılar biraz dikkat edildiğinde ortada tıpkı albümün anlattığı hikaye gibi karmaşık, özenli ,tabaka tabaka işlenmiş bir prodüksiyonun varlığı bariz oluyor.

Tabi, eğer daha sabit bir bakış açısı ile anlamak isteyen için, şu benzerlik de mevcut: iki albüm de medikal bir konsepte bağlı.

Prodüktör Albümleri Klişesi ve EMWI konsepti

EMWI
EMWI’nin -bence- şahane kapağı


Prodüktör albümlerini düşünün. Demek istediğim tek bir prodüktörün üstlendiği işler değil, rap tarihinde onlarca olağanüstü tek prodüktör albümü var. Düşünmenizi istediğim, prodüktörün kendi adına çıkarttığı ve altyapılarını değerlendirmesi için birtakım misafir sanatçılar aldığı albümler. Düşündünüz mü? Kaç tanesi dinlemeniz sonucunda sizde derin bir etki bırakabilmiş veya etkileyebilmiş peki? Cevaplaması zor diye tahmin ediyorum. Bu ukala bir tahmin değil, günümüzde prodüktör albümlerinin dağınık bir “bunlar benim altyapılarım para verdiğim düetler de bunlar “ toplamına indirgenmiş olmaları. İnsan ırkının tam 11 DJ Khaled albümünü atlattığı, nispeten iyi prodüktör albümü örneklerinde( bknz. Apollo Brown, Statik Selektah) bile şarkılar arası istikrarsızlığın bütünlüklü bir dinlemeyi imkansız hale getirdiği, çoğu parçanın doldurma olduğu noktada EWMI, oldukça cesur ve cüretkar bir konsept oluşturuyor ve bir süredir baskıcı otoriter rejim altındaki Hong Kong’un durumuna ışık tutuyor. Hong Konglular hükümetin kontrolüne karşı devamlı protesto halindeyken, Preservation’ın bu protestoculara adaması bence en azından albümü daha sempatik ve belli bir noktada dinleyiciyle bağ kurabilir duruma getiriyor. Albüm boyunca, kısa kısa belgesel tarzı haber kesitleri bu hissiyatı ve bağı güçlendiriyor.

Albümün incelemesine gelecek olursak, albümün başlığı da konseptiyle ilişik şekilde Batı’nın güç arayışının yozlaştığını, ve hayatta kalabilmek için Doğu felsefesine ihtiyacı olduğu vurgusunu yapıyor. Tabii bu yoruma açık, mesela benim getirdiğim bir yorum şu şekilde: çoğunluğu Batılı rapçilerden oluşan bir kadroyla (“ill” kelimesi rapçiler için argoda iyi sıfatına yakın kullanılır) oryantal, Doğu esintili melodileri (“hasta” olan rapçilerin ilacı olan, onların kullanabileceği ilaçlar- “medicine”) birleştiriyor. Albüm açılışı ve kapanışı Çinli sanatçılar rapçi Young Queenz ve opera sanatçısı Michelle Siu ile yapıyor.

EMWI
EMWI, behind the scenes kokulu bir fotoğraf

Açılışta Queenz politik içerikli ve yüksek enerjiye sahip Çince rap yapıyor, kapanış ise ona tezat oluşturacak biçimde sakin ve yumuşak. Preservation’ın tamamı ile Hong Kong’daki plak mağazalarından çekip çıkardığı örneklemelerden oluşan altyapılar, albümde farklı sanatçılarla buluştuğunda kendisinin çok hayran kaldığı Çin gelenekselciliği ile Doğu Yakası’nın sert boom-bapı arasında düşündüğümüzden daha az fark olduğunu belirtiyor(Bu ikileme örnek iki şarkı verecek olursak ikisi de dahiyane beat değişimleri ile süslenmiş I-78 ve OLAĞANÜSTÜ flütüyle A Cure For The Common gösterilebilir). Prodüksiyondaki en büyük fark, Yen Lo’dan farklı olarak Preservation’ın eski tarzına dönüp davul looplarını da kullanması, oldukça da çeşitli kullanması. Örneğin Tree düeti Money In The Wild’da daha hareketli bir perküsyon varken ondan hemen önceki A Scholar’s Rock parçasında oldukça disiplinli, gergin bir perküsyon mevcut.

İncelemenin bu noktasında-incelem çok pozitif gittiği için- bu albümde kendi açımdan puan kırılabilecek kısımlardan bahsetmek istiyorum. Streaming istatistiklerinin sanatçıların nasıl müzik çıkardığını devasa boyutlarda etkilediği bir çağda albümlerde şarkı listesinin başlarında daha iyi şarkılara denk gelip sonrasında yavaşça dağılan albümler görmek daha olası, en azından kendi dinleme tecrübelerim bu yönde. EMWI bu noktada da aykırı ve ilk 4 şarkıda oldukça tökezliyor: ilk şarkı kulağı yakalamıyor çünkü yarattığı melodi yabancı ve gürültülü ayrıca vokal mixingine alışması zor, ikinci şarkı modern Doğu Yakası sahnesi için tipik ve sıradan kalıyor, üçüncü şarkıda Tree’nin flowu ortası olmayan şekilde ıska veya isabet, dördüncü şarkıda ise bu aralar inanılmaz formda Quelle Chris kendi standartlarının altında kalıyor.

Mach!

Fakat beşinci şarkı itibariyle- Mach Hommy’nin canı pahasına beatin üzerinde kaydığı I-78/Capillaries– albüm sonuna kadar Chicago, Detroit ve New York gibi sahnelerinin yeraltı üstadlarından yıldızı yükselen gençlerine şarkıya giren herkesin amaca uygun ve özen içinde rap yaptığı bir projeye dönüşüyor. Wan Chai albümde favori altyapıma sahip ve Nickelus F tüm sakinliği, karizması ve mizahıyla hem rap yapıyor, hem de beatin keyfini çıkarıyor( ek olarak, hiç yoktan Hidayet Türkoğlu referansı veriyor şarkıda.). Albümün yegane teklisinde, eski kaykay fenomeni, yeni jenerasyon rapçi Sage Elsesser (mahlasıyla Navy Blue), albümün kısa ama en etkili performanslarından birini gösteriyor. Bu şarkıyla birlikte lirikal içeriğin de konsept ile bağlanmaya çalıştığını fark edebiliyorsunuz. Siyah olarak yaşamanın zorlukları ve Hong Kongluların çileleri arasındaki paraleller, Navy Blue’nun sözlerinde çıkıyor karşımıza:

Waves crashing, the pain lashing, now my shadow on the floor
When I hit ’em I remorse
Tears channeling a force
Face fall on my hands
Clouds pass with the storm
Black boy, it’s okay to mourn
Recognize your growth
In this perspective ever more

Sonrasından gelen Billy Woods, kendinden alışılageldiği üzere “Lemon Rinds”de muhteşem bir vokal loop üzerine yoğun ve ırksal imgelerle dolu (özellikle şarkının ikinci kısmında) dizeler döküyor. 2014-17 aralığında kaydedildiğini düşünürsek Woods’un , COVID19 ve Black Lives Matter hareketindeki gelişmeler ile aynı zaman diliminde çıkan bir albüm için önsezilerinin oldukça güçlü olduğunu söyleyebiliriz.Gitar örneklerinin gitgide öne çıkmaya başladığı albümün bu kısmında en görkemli gitar loopu, Roc Marciano’nun eline düşüyor ve ürün olarak ortaya, kulağa seksenler mafya filminden fırlamış gibi gelen bir şarkı çıkıyor. Nezih bir kültür referansı olarak da Wong Kar Wai’ın ünlü filmi “In The Mood For Love”dan bir diyalog da mevcut. Correspondance parçası, Mach Hommy ile Your Old Droog’u bir araya getiriyor ve ikisi spaghetti western tarzı filmvari bir melodi üzerinde birbirleriyle lirikal olarak atışıyorlar. İkisinin kimyası görmezden gelinemeyecek seviyede. (Diğer Mach/Droog işbirlikleri için bknz. BDE, Desert Eagle, RST, Funeral March, Eedeot Bwoy)

Albümün en iyi şarkısının albüm üzerinde etkisi en büyük olan, Sanatçı listesindeki isimlerden bazılarını özellikle Preservation’a öneren ve stilini iyi bildiği Ka’dan gelmesi şaşırtmasa gerek. Preservation bu sampleı nasıl bulmuş bilmiyorum ama, mucizevi şekilde şarkının ilk dakikasındaki vokal örnek Ka’yı adıyla cevap veriyor, Ka da rap yapınca ona cevap veriyormuş gibi bir sahne ortaya çıkıyor. Son derece şiirsel, içe dönük, tam anlamıyla mistik bir şarkı. Yılın şimdiden en iyi şarkılarından olduğu- ve kalacağı- kesin. Sondan bir önceki şarkıda 90larda Showbiz ile oldukça güçlü bir dizi albüm yapmış A.G, Navy Blue’nun kaldığı yerden devam ediyor ve bu dönemdeki sivil rahatsızlık, hüzün ve siyah olmanın ağırlığı gibi konulara değinerek ağırbaşlı ve albümün nispeten melankolik melodilerinden birinin hakkını veriyor.

Preservation, “Zamanını yansıtan müzik yapmak gibi bir zorunluluk hissediyor musun?” sorusuna hem evet hem hayır cevabını veriyor bu röportajında. Birkaç yıl önce yapılmış olmasına, ve defalarca ertelenmesine, neredeyse enstrümantal olarak yayınlanmasına, ve kayıtların zar zor toplanmasına rağmen EMWI, Eastern Medicine, Western Illness’ın sorunun evet kısmında kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Oldukça özgün- açıkçası şu vakitte “buna benzer böyle bir albüm vardır, bunu beğendiyseniz şunu da dinleyin” diyebileceğim bir iş yok- bir sesi yakalamayı başarmış ve kimsenin emeklerini esirgemediği albüm, kanımca dinleyenini dünyanın diğer bir ucunda neler olup bittiğini merak etmeye sürükleyebilecek görkem ve yücelikte bir iş.

Puan: 8.5-9/10