24 Mart 2020

Bir yerden başlamalı : JAZZ-RAP 2020

                Dijital dünya, etkileşim çılgınlığı, düşük dikkat süreleri, bilgi bombardımanı. 2010’lar ve sonrası artık insanoğlu için durup anın tadını çıkaramadığı bir çağ yarattı ve bir çoğumuz bundan mustaribiz. Mainstream Rapin ve genel anlamda müziğin bir materyal yarışı, görgüsüzlük şovu haline geldiği bu çağda, sığınacak bir yerimiz aslında var. Jazz-Rap (artık her ne kadar LoFi ile iç içe girmeye başlasa da.)

                Sakin, rüzgarsız ve içsel bir Alt-Tür olan Jazz-Rap’in tarihini ve önemli olaylarını Memento Dergi’nin Online olarak yayınlanan ilk sayısında yazmıştım. Şuradan okuyabilirsiniz: Jazz Kültürünün Hip-Hop’a Etkisi. Sayfa 24

                Bu yazıda yakın zamanda çıkmış 3 albümü ve üzerine ufak da olsa düşüncelerimi paylaşarak bu alt-türe girişi kolaylaştırabileceğimi düşünüyorum. Girizgah bittiğine göre çabucak başlayalım.

LOJII – lo&behold.

2020 çıkışlı lo&behold, Philadelphia çıkışlı LOJII’nin üçüncü albümü. Kendisinin ilk olarak 2018 çıkışlı “lofeye” isimli albümünü dinlemiştim, o albüm lo&behold’a oranla çok keskin ve karanlık, yer yer aksak bir çalışmaydı. Lo&Behold albümü ise bu karanlıktan tamamiyle kurtulmuş bir yapıya sahip. Prodüksiyon anlamında Lo-Fi sahnesini takip edenlerin aşina olduğu Alexander Spit ve Absent Avery gibi isimlerle çalışılan (Absent tam 7 şarkının prodüktörü) albüm, birkaç noktada LoFi ve JazzRap füzyonunu koruyamamış, Longway parçası bu füzyon kaçışının en büyük örneği. Ancak kesinlikle 2020 yılında JazzRap adına en sivri işlerden biri olarak kalacağını düşünüyorum bu albümün.

Favorilerim : lo&behold, each day, between hu$tles (tam 90lar ruhu bu parça), good faith

R.A.P Ferreria – Purple Moonlight Pages

Milo a.k.a R.A.P Ferreria’nın Spoken Word ve Jazz Rap kafalarındaki albümü, beklenenden daha güzel bir çıkış yakaladı. 18 Parçaya sahip albüm dinlerken 9’ar parçadan oluşan iki albüm dinliyor hissi veriyor. Zira ilk 9 parça ağırlıklı olarak Spoken Word ve lirikal derinliğe yöneliyor. Diğer 9’da ise lirikal taraf çok az sığlaşıyor ve JazzRap tarafına iyice yaklaşıyoruz. Albümün sivrilen noktası ise albümün aslında neredeyse sadece JazzRap Enstrümantalleri üretmek için kurulan “The Jefferson Park Boys” tarafından prodükte edilmesi, albümün 9. Yarısı bence uzun süre başka yerlerde bulamayacağınız kadar saf bir Jazz deneyimi içeriyor.

Favorilerim : LEAVING HELL, MYTHICAL.

FUNKY DL – Blackcurrent Jazz 3

İngiltere orjinli Funky DL, çıkışını 97’de “Classic Was the Day” ile yaptı, geçmişte LastFM sayesinde keşfettiğim Funky net olarak korkunç büyük bir diskografiye sahip ve Blackcurrent Jazz serisini de 2003’ten beri yapıyor. Blackcurrent Jazz 2’yi 2011, Blackcurrent Jazz 3’ü ise 2018’de bizlere sunan bu İngiliz yeteneğinin Blackcurrent serisi dışında bir de 2008 çıkışlı “Jazz that was Forgotten” isimli harika bir albümü var. Blackcurrent külliyatı bittikten sonra dinlemenizi öneririm. Listedeki diğer isimlere oranla daha eğlenceli ve ismi gibi “Funky” bir albüm olan Jazz 3 tam olarak akşamüstü albümü.

Favorilerim : Letting Me Down Again (MÜTHİŞ), No Doubt, I’m not Playing, League of His Own.

Son olarak:

Yukarıdaki 3 albümün güzel bir başlangıç olacağını umut ediyorum herkes adına. Hazırladığım spotify playlisti üzerinden rahatça dinlenebilir. Gönderiyi ve albümleri beğenirseniz paylaşmayı unutmayın 🙂